"Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, beyaz adam paranın yenmeyecek bir şey olduğunu anlayacak"

24 Ağustos 2010 Salı

Deniz Gezmiş Köprüsü


Hakkari-Van karayolunun üzerinde bulunan Zap Suyunun üzerine 1969 yılında İstanbul’dan giden devrimci öğrenciler bir köprü inşa ettiler ve adını da Deniz Gezmiş köprüsü koydular.

11 yıl önce doğanın şartlarına dayanamayarak köprü yıkıldı ve o yörede ki, zamanın Belediye Başkanları da pek önemsemediler köprü yıkık bir şekilde bu zamana geldi.

Şimdiki BDP’li Belediye başkanı, KESK Hakkâri Şubeler platformu organizatörlüğünde ve bir takım insanlar ön ayak olup köprüyü yenileyip yeniden ayakta tutmaya karar vermişler.

Hoş bir şey 1969 yılının bu köprü inşaatında emeği geçen devrimci öğrencilerine ve o yörede bu köprüyü kullanan insanlara da bir saygı göstergesidir. Geç de olsa bu saygıyı göstermek bile güzel bir şey.

Ama her işte yaptığımız gibi bu işte de gereksiz bir anlayış hakim olmuş ki, bir taraftan saygı uyandıracak bir iş yaparken. Diğer yandan saygısızlık yapılıyor.

Evet 1969 yılının devrimci gençleri emekleriyle bir köprü inşa ediyor ve o zamanın yöre halkıyla beraber köprüye Deniz Gezmiş adı veriliyor. Ama şimdi köprüyü ben yeniliyorum adını da değiştirme hakkına sahibim mantığı ile köprüye “Gençlik ve Kardeşlik” (Belediye Başkanının televizyonda yaptığı açıklamasında sadece Kardeşlik) adını vereceklermiş.

İsim değiştirme hastalığımız her yerde kendini gösteriyor sizin anlayacağınız. Hele bir de bunu köylerimizin, mezralarımızın, dağlarımızın hatta ilçelerimizin adları değişti geri istiyoruz diyen bir anlayışın yapması çok fena bir çelişki yumağı oluşturuyor değil mi?

Onverita sitesinde Diyojen arkadaşımız "Devrimci Gençlik Köprüsü" ‘Anılarım’ başlığında bir yazı dizisi yazmıştı. Sağ olsaydı acaba bu habere nasıl bir yazı yazardı diye düşünmeden de edemedim hani.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder