"Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, beyaz adam paranın yenmeyecek bir şey olduğunu anlayacak"

13 Mayıs 2010 Perşembe

İsim Değiştirme Hastalığı


İşin suyunu çıkartıp birde üstüne limon sıkmakta üstümüze yok sanırım.

İstanbul Belediyesi ve Meclis Üyeleri verilen bir öneriyi kabul etmişler. Yakında

Taksim meydanın isimi 1 Mayıs Meydanı olarak değiştirilecekmiş.

İlk bakışta çok sempatik gelebilir birçoğuna.

Ama ne alaka diyorum.

Evet ne alaka.

Tamam 1 Mayıs’ın işçi sınıfı için çok büyük bir önemi var.

Ve Türkiye işçi sınıfı içinde Taksim meydanının çok büyük bir anlamı var.

Eğer öyle olmasaydı 30 yıldan beri Taksim Meydanı için verilen mücadele de olmazdı.

Ama nedense bizde bir isim değiştirme hastalığı aldı başını gidiyor.

Doğu ve Güneydoğu da zorla göç ettirilip insanlar, sonrada binlerce yıldan beri yaşadıkları beldelerin, köylerin ve mezralarının ismini değiştirmeyle başladı.

Ama gelinen aşama da artık her yani gelen belediye hızını alamayıp geldiği günün ertesinde gözüne kestirdiği yerlerin isimlerini değiştirmek için adeta bir savaş veriyor.

Ve bu izni bu belediye başkanlarına ve belediye meclis üyelerine kanunlar neden verir onu da anlamış değilim.

Binlerce yıldan beri süre gelen isimler kime rahatsızlık verir de isimlerini değiştirmek için koca koca “adamlar” çok büyük bir iş yapıyormuş gibi, belediye meclis defterlerine altın harflerle yazarlar bunu.

Ama hiç düşünmezler, o değiştirilen ismin bir tarihi özelliği var mı? Neden koyulmuş o isim diye.

Artık değiştirilmeyen cadde ve sokak ismi bile kalmadı. Postacılar bile adresi bulmak için orada yaşayan vatandaşlara sorma ihtiyacı hissediyorlar.

Muhtarlar desen onlar kendinden habersiz ki, sorumlu olduğu sokağın ve caddenin ismini bilisin.

Gelelim Taksim meydanına, neden oraya taksim denmiş.

Taksim Meydanı, İstanbul'un Beyoğlu ilçesinin ve İstanbul kentinin en ünlü meydanıdır.

Meydan adını, eskiden Galata-Beyoğlu ve çevre yerlerinin suyunun "Taksim edildiği" bir yer olduğu içinde oraya Taksim meydanı denmiştir. Yani adını “Taksim Maksemi”n den almıştır.

Adını tarihi bir yaşanmışlıktan almıştır.

Tamam işçi sınıfının çok bedel verdiği bir yerdir, bunu kimse inkar edemez. Ama sadece Taksim meydanında işçi sınıfı bedeller vermemiştir. İşçi sınıfının yaşadığı her yer işçi sınıfının mücadelesi sonucunda az veya çok bir takım bedellerin verildiği yerler olmuştur.

Bu mantıkla baktığımız zaman o zaman her yerin adını değiştirip orada yaşanan bir takım olaylara atfedilerek yeni isimler vermek gerekir ki, bu da abesle iştigalden başka bir şey değildir.

Sonuç olarak; 1 Mayıs İşçi Bayramını nerede olursan ol, anmak için buluşulduğunda zaten herkesin aklına Taksim meydanı geliyor. Ayrıca Taksim meydanının ismini 1 Mayıs Meydanı olarak değiştirmek, Türkiye işçi sınıfına yapılacak olan en büyük kötülük olur.

Kim bilir yapılmak istenen de budur.

Hiç kimse Taksim Meydanını adı değiştirilip 1 Mayıs Meydanı yapıldığında zafer çığlıkları falan atmaya kalkmasın.

Çünkü bu bir zafer olmayacak.

Aksine şimdiye kadar verilen mücadelenin değerini anlamsızlaştıracak. Ölenler Taksim meydanında öldü, 30 yıldan beri verilen mücadelede Taksim Meydanı için verildi. İsmini değiştirmek için değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder