"Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, beyaz adam paranın yenmeyecek bir şey olduğunu anlayacak"

4 Temmuz 2010 Pazar

Al İnternetini Senin Olsun


Bu internet denen zerzevat şahsen beni sıkmaya başladı. Birde adı Türktelekom olan ama yabancı bir şirket olan bu kurum kampanyalar adı altında tam bir oyun oynamaya başlamasından sonra al internetini sok gözüne gözüne diye şarkı söyletmeye başladı insanlara. En azından bana söyletmesini becerdi.

İlk kampanya 29 tl idi ve bir heves kampanyaya dahil oldum. Bu kampanya başlamadan internet aboneliği çok daha pahalı idi. Bu bir fırsat dedik ve girdik. Tabi 3 yıllık mecburi aboneliği şart koşuyordu. 3 yıl boyunca hiçbir sorun çıkmadı, tabi eğer film izlemiyorsan, program indirmiyorsan, şarkı dinleyip birde indirme yapmıyorsan.

Yeni bir kampanya başladı ayda 9.90 tl.ile sınırsız ilk altı ay internete girebilecektik. Yani film izleyip, şarkı dinleyecektik hatta programlar bile indirecektik. 29 tl nerede 9.90 nerde denize balıklama atlar gibi atladık. Ama sığ yüzeye atlamışız ki, kafa üstü denizin dibine çakıldığımızla kaldık. İlk ayın sonunda internet ücretini ödemeye gittiğimde 44 tl. sı bir ücret çıkardılar. Hemen kampanyadan falan bahsedip bir yanlışlık olduğunu belirttiğimizde kampanyanın ilk ayında böyle olabiliyor geçmişten kalan borcunuz vardır falan gibi laflar ile bizi ikna ettiler.

44.tl yı bayıldık ve geri döndük ikinci ödeme sırası geldiğinde 45.50 tl. sı çıkardılar. Yine aynı itiraz şekli ve yine aynı söylemler ile kendilerini savunma durumları olunca, biz kapmayanın sapını yuttuğumuzun farkına vardık ama giren girmişti artık. Artık ne yaparsak yapalım 6 ay ne isterlerse verecektik.

Bu arada şunu da belirteyim ben ne film izliyorum, ne şarkı dinliyorum nede programlar indiriyorum. Yani interneti ilkel bir şekilde kullanıyorum. Açıp sitelere bakıyorum, blogları geziyorum, gazetelere bakıyorum, o kadar. Hani kotayı aşmışım desem kullanmadığım bir kotayı nasıl aşayım diye de kendi kendime soruyorum. Sınırsız diye sözleşmeye imza attırıyorlar sonra da sınırsız değil 4 GB sınırlı diye suratınıza gülüyorlar. Ama eşeklik bende ki, imza attığım şeyin her maddesini neden okumam ki. 4 GB da olsa kullanılmayan bu süre nasıl dolar ve ben nasıl sınırı aşabilirim.

Kısacası ben kendim kaşındım, yeni bir kampanyaya girmek ile.

Bunun birde sabit telefon hattı ayağı var. Ülkemizde cep telefonu kullanımı alıp başını gidince, Türktelekom denen kurum 3-5 trilyon verip bir komedyene reklamlar çektirmeye başladı. Ama bunun parasını da sabit telefon abonelerinden almaya başladı gibi. Evdeki telefonunuzu hiç kullanmıyorsunuz abonelik parası, KDV ve vs. vergilendirmelerden dolayı her ay 15 Tl.sı vermek zorunda kalıyorsunuz. Kimse ev telefonunu kullanmadığı için telefonu iptal ettireyim diyorsunuz. Bu sefer karşınıza eğer evde internet kullanıyorsanız metazori ev telefonunu da abone olmak gibi bir absürd olay çıkıyor.

Yani çifte kavrulmuş gibi yiyip duruyorlar vatandaşı.

Çok değil iki ay kaldı mecburi abonelikten kurtulmam, kararlıyım aboneliğim biter bitmez hem ev telefonumu hem de internet aboneliğimi iptal ettireceğim.

Bazı arkadaşlar internet uzak durmak için kendilerini zorlayıp duruyorlar. Madem internete girmek istemiyorsunuz iptal ettirin aboneliğinizi hem gereksiz bir masraftan kurtulursunuz, hem de enayi yerine konulmaktan kurtulursunuz. (Enayi lafını kendim için söylüyorum hiç kimse üstüne alınmasın)

Kısacası iki ay daha beraberiz. Ondan sonra ara sıra internet k(C)afeden girmek sureti ile beraber olabiliriz. En azından bir iki cümle ile merhaba diyebilirim.

Eğer Finlandiya devletinin almış olduğu bir karar da bizim ülkemizde de alınırsa, o zaman herhangi bir sorun kalmaz.

Gazetelerde okumuşsunuzdur, internet kullanımı her bireyin insani bir hakkı olduğuna karar vererek, evde, işyerinde ve yaşamın her yerinde bilgisayar olan herkese internet bağlantısını bedava ve mecburi yaptı.

Bizde böyle bir şey olamayacağı için biz yinede arada sırada merhabaşalım, hem belki birbirimizi özleriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder