"Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, beyaz adam paranın yenmeyecek bir şey olduğunu anlayacak"

6 Mayıs 2010 Perşembe

Bir Türkiye Klasiği


Bayılıyorum şu Türkiye’nin yapmış olduğu komikliklere.

Milli Eğitim Bakanlığı Rize’de bir okul yaptırmaya karar veriyor.

Açılan ihale sonucu okulun yapımı bir firmaya veriliyor.

İnşaat başlıyor, ama çevreden uyarılar gelmesine rağmen hiçbir sese kulak asmayan inşaat firması binayı yapmaya devam ediyor.

Okulun yapıldığı yerin hemen yanında başka bir arazi var ve okul o araziye çizgi çekilmiş gibi sınırı andırır bir vaziyette okulun duvarı çıkmaya başlıyor.

Ama yan taraftaki arazinin sahibi işi mahkemeye götürüyor ve mahkeme arazi sahibini haklı buluyor.

Buluyor bulmasına da, asıl komiklik işte burada başlıyor.

Okulun girişi o araziye bakıyor. Ve arazi sahibi okula giriş yeri olarak yapılması gereken merdivenlerin yapılmasına izin vermiyor.

Şimdi okulun yapımı neredeyse bitmiş, ama okul binasına kimse giremiyor çünkü ikinci katta bulunan giriş kapısına ulaşılabilecek hiçbir şey olmadığı için binaya kimse giremiyor.

İnşaatın mühendisi de gayet pişkin olarak yan arazinin sahibi biraz aksi çıktı diye demeç veriyor.

İş yine Milli Eğitim Bakanlığına düşmüş ve altı aylık bir aradan sonra proje üzerinde bir değişiklik yapılmış, okulun girişini başka tarafa almışlarda, yakında okula girmeye hak kazanacaklar.

Şimdi böyle bir inşaat firması ve inşaat mühendisi başka bir ülke de görebilir miyiz.

Tüm uyarılara aldırmadan kendi bildiğini okuyan bir mühendis ve inşaat firması olabilir mi?

Gel de şimdi o mühendisin ve inşaat firmasının o okulu yaparlarken tüm mühendislik ve inşaat kurallarına uyduğunun garantisini verin.

Ben o yan arazinin sahibini kutlarım hakkını sonuna kadar aramış ve zafer de onun olmuş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder