"Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, beyaz adam paranın yenmeyecek bir şey olduğunu anlayacak"
24 Mayıs 2010 Pazartesi
Başkanınız Böyle Olsun mu?
CHP’nin yeni Genel Başkanı İstanbul Belediye Başkanlığına aday olmasından bu yana nedense hep Hindistan’ın bağımsızlığı için kendince bir mücadele vermiş olan Gandhi ile özdeşleştirildi ve hala da öyle anılmaya devam ediliyor bazı çevreler tarafından.
Peki Gandhi ve Kılıçdaroğlu ne kadar benziyorlar birbirlerine.
Şimdi sizlere Gandhi’nin düşünceleri doğrultusunda söylemiş olduğu birçok sözlerden sadece birkaç tanesini söyleyeceğim daha doğrusu yazacağım.
"Uğrunda ölmeyi göze alacağım birçok dava var ama uğrunda öldüreceğim hiç bir dava yoktur."
Ve 1940'ta Britanya Adaları' nın Nazi Almanyası tarafından işgali söz konusu olduğunda Gandi Britanya halkına bakın nasıl seslenmiş. (Savaş ve Barışta Pasif Direniş )
"Sahip olduğunuz silahları ne sizi ne de insanlığı kurtarmaya yeterli olmadığı için bırakmanızı isterim. Kendi varlığınız saydığınız ülkelerden ne istiyorlarsa almaları için Herr Hitler ve Sinyor Mussolini'yi davet edin.... Eğer bu centilmenler evlerinize girmek isterse, siz evlerinizi terk edin. Eğer sizin serbestçe gitmenize izin vermezlerse, erkek, kadın ve çocuk sizi katletmelerine izin verin ama onlara bağlılığınızı sunmayı reddedin."
Ve yine savaş sonrası 1946'da daha da uç bir görüşünü nasıl dile getirmiş;
"Yahudiler kendilerini kasabın bıçağına sunmalıydılar. Kendilerini kayalıklardan denize atmalıydılar."
Ve son olarak dini inancını bakın nasıl tanımlıyor;
"Evet öyleyim. Aynı zamanda hristiyan, müslüman, budist ve yahudiyim."
Pasifist düşüncenin zirvenin doruğuna ulaşmış ve buda yetmezmiş gibi bir de teslimiyetin dibine batmış olab bir düşüncenin savunucusu olan Gandhi’yi baz alarak kendi Başkanları ile özdeşleştirmek kimin fikri idi bilmiyorum.
Sırf bir adam cepheden veya profilden birine benziyor diye birbiriyle bütünleştirmeye çalışmak çok sakıncalı bir durum.
Şimdi sormak lazım ey CHP liler Gandhi gibi düşüncelere sahip olan biri gibi bir başkanınız hatta lideriniz olmasını ister misiniz?
İsterseniz, diyeceğim hiçbir şey olamaz.
Ama yok olmasın diyorsanız, o zaman bir an önce kendinizi ve yapıştırmaya çalıştırdığınız başkanınıza Gandhi demekten vazgeçin.
Baksanıza adamın dini inancı bile karışık pizza gibi. Hem Müslüman, Hem Hristiyan, Hem Budist, hem de Yahudi.
Bir parça da Ateist olsaydı tam olacaktı.
Kılıçdaroğlunu 1970’lerdeki Bülent Ecevit’e yakıştırılan Karaoğlan yakıştırması da yapılmaya çalışılıyor.
Kurultayda,
“Faşizme Geçit yok”
“Faşizme Karşı Omuz Omuza”
“Devrimci Kemal”
Diye sloganlar atıp sonra da kalkıp 12 Eylülden önce Emniyetin şubelerinde devrimcilere en çok işkence yaptıran Ecevit’e,
12 Eylülden sonra ülkede milliyetçi partiden daha fazla milliyetçi hatta ırkçılığa ulaşan düşünceleri ile kendini Kürtlere düşman eden Ecevit’e
12 Eylülde bile yapılmayan, 20 ayrı cezaevine yapılan bir operasyonla onlarca devrimcinin katledilmesine, yüzlerce insanın yaralanmasına ve yüzlerce insanın bir daha geriye dönüşü olmayan hastalıklara yakalanmasına sebep olan operasyonun emrini “YARIN BAŞKA BİR GÜN OLACAK” diyerek veren Ecevit ile Kılıçdaroğlunu aynılaştırmak sizin meseleniz.
Eğer Gandhi ve Ecevit gibi bir başkanınız ve lideriniz olmasını istiyorsanız hepsini aynı kefeye koyup aynı potanın içinde eritme çalışmasına devam edin. Yok bizim liderimiz onlardan farklı diyorsanız o zaman herkesi kendi kişiliği ile tanımlayın ve kendi kişiliklerine göre bir lakap bulun. İlla lakap bulma gibi bir anlayışınız var ise.
Unutmadan belirtmek gerekir artık bu saatten sonra ne CHP ne de Kılıçdaroğlu devrimci olabilir. Bu yakıştırmaları ancak devrimci kavramının ne olduğunu bilmeyenler yapar. Ayrıca CHP hiçbir zaman devrimci bir partide olmamıştır. Bakmayın siz o altı okun bir tanesinin devrimci diye tanımlanmasına.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder