"Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, beyaz adam paranın yenmeyecek bir şey olduğunu anlayacak"
2 Nisan 2010 Cuma
TEKEL'in 2. Randevusu
Bundan önce TEKEL işçilerinin yapmış olduğu eylem ile ilgili bir şeyler karalamıştım. Son cümlesini de şöyle bitirmiştim.
Eğer eylemden hiçbir kazanım alınmadan eylem bırakılırsa, işçi sınıfı adına sanki bir şeyler kazanılmış gibi görünse de aslında hiçbir kazanç sağlanmayacaktır demiştim.
TEKEL işçileri 70 küsur gün yapmış olduğu eylem sonunda hiçbir şey elde edemeden eylemlerini bir süre sonra tekrar Ankara’ya gelmek üzere bitirdiler.
Hükümeti hiç ummadığı bir anda binlerce işçinin Türkiye’nin başkentine çadır kurup kararlı bir direniş göstererek faka bastıracaksın. Kamuoyunun özellikle de Ankara da yaşayan vatandaşların tam desteğini alacaksın, kararlılığını bir üst seviyeye çıkartıp açlık grevine bile gideceksin. Ama daha sonra hiçbir anlaşma yapmadan evlerine kendi isteğinle geri döneceksin.
İşte bu eylemi yönlendiren insanların çok büyük bir taktiksel hatta stratejik bir hatası oldu. Belki hükümetim size son üç beş gün süre veriyorum evlerinize dönün tehditleri bazı sendika ağalarının gözünü korkutmuş olabilir. Oldu ki, sendika yöneticileri arasında çatlaklar oluşup istifalar bile gerçekleşti.
Ama şunun hesabını yapamadılar, tüm dünyanın gözü önünde Türkiye’nin başkentinde binlerce işçiye bir katliam yapacak halleri yoktu. Verilmek istenen gözdağının arkasındaki blöf görülemedi ve Türkiye işçi sınıfı için bir ilk olacak olan eylem kendiliğinden bir balon haline dönüşüp sönüverdi.
Şimdi de sanki 1 Nisan şakası yapar gibi otobüslerle TEKEL işçileri tekrar Ankara’ya gelmek istediler. Ama ne yazık ki, Ankara’nın girişinde araçlar durdurulup ile sokmuyorlar. Ankara içindeki işçilere de toplanabilecekleri yerlerde her türlü önlemi alan polis işçilere destek vermek için bazı yerlerde toplanmaya çalışan küçük gruplara da anında müdahale ediyor.
Öyle görünüyor ki, hükümet artık geçti Bor’un pazarı sür kendini Niğde’ye taktiğini uygulayacak. Zaten ilk eylemde ki gibi kazanılan desteği de bir daha bulabileceklerini sanmıyorum TEKEL işçilerinin. O bir fırsattı ve o fırsat kullanılmalıydı, sendika ağalarının hükümet ile anlaşması sonucunda bilerek yanlış yönlendirildi.
İkinci TEKEL eyleminde birkaç gün cılız bir takım sesler çıkar, sonra da evli evine köylü de köyüne geri döner.
TEKEL işçileri kendileriyle birlikte diğer iş kollarındaki işçi kardeşlerine de, istemeyerek de olsa kötülükleri oldu.
Çünkü hükümet kendince bu başaralı bir püskürtmeden güç alarak şimdi de ŞEKER fabrikalarında çalışan işçilere 4-C modelini dayatmaya başladı.
Ama belki bir fırsat daha yaratılabilinir. TEKEL-ŞEKER işçileri derken sıranın kendisine gelmesini beklemeden diğer iş kollarındaki işçilerle birlikte İşçilerin Birliği platformunu oluşturup hükümete karşı tek vücut olarak mücadele edebilirler.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder