"Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, beyaz adam paranın yenmeyecek bir şey olduğunu anlayacak"

15 Aralık 2009 Salı

Şaka Gibi Ama Değil...


Gerçekten şaka gibi bir davet ama şaka falan değil. Kamera şakası hiç değil.

Ökkeş Kenger’i tanır mısınız? Bazılarımız hatırlayacaktır ama çoğunuzun o da kim ya diyen seslerini duymamaya başladım.

Peki Ökkeş Şendiler’i tanır mısınız? Bir dönem K.Maraş milletvekilliği de yaptığı için belki ismi bir yerlerden size çağrışım yapar.

Ama bu iki ismi de 19-26 Aralık 1978'de yapılan Maraş katliamının baş sanığı olarak hatırlayanlarımız da vardır. Soyadı önce Kenger olan ve katliamdan sonra soyadını Şendiller olarak değiştirmiştir.

Hükümet yapmaya çalıştığı alevi açılımına Alevileri katleden bir insanı uzman olarak çağırmış. Uzmanlık alanı ne ola ki?

Günler öncesinden yapılacak olan katliamın provasını yapan ve Alevilerin oturduğu evlerin kapısı çarpı işareti ile işaretlenen ve tüm hazırlıklar yapıldıktan sonra “komünistler camiye bomba attı” (Komünistlerle aleviler aynı değildir, ama bizim ülkemizde ne yazık ki komünistler ile aleviler nedense hep aynı potada eritilmek istenmektedir. Bunu en aklı başında insanlar bile yapmaktadır.) yalanı ile katliamın pimini çeken ve resmi rakamlara göre 105 kişinin öldüğü yüzlerce insanın da yaralandığı yüzlerce ev ve işyerinin talan edildiği bir olayda uzmanlık alanı olsa olsa bir katliam nasıl yapılır ve katliama nasıl hazırlanır olmalı.

Bu davete çağrılan Ökkeş Kenker (Şendiler) bakın ne diyor;

“Bir katkım olacaksa katılacağım. Gerçekten Türkiye’ye bir barış sağlayacaksa herkesin eteğindeki taşı dökmesi lazım. Kimin suçlu olduğuna mahkemeler karar verir. 12 Eylül’ün gelişinde, Maraş son virajlardan birisidir. Bana göre Maraş’ta bir Alevi-Sünni meselesi yoktur. Bu işte ABD’nin parmağı var, bu iş uluslarası bir provokasyondur. Derdimiz üzüm yemektir. Gerçekten çözüm bulmak istiyorsak uç görünümler bir araya gelmeliyiz. Bu Maraş olaylarıyla ilgili yanlış bir tanıtım oldu, ben oraya aklandığım mahkeme kararıyla gideceğim. Savunma içinde değilim, olmayacağım da... Ben bu olayların Alevi-Sünni meselesi olmadığını biliyor ve söylüyorum.”

Bu sözleri söyleyenin kim olduğu bilinmese ne güzel konuşmuş diye alkış bile tutulur. Provakosyondan, 12 Eylül darbesinden, sorunun alevi-sünni meselesi olmadığından, olaylarda ABD’nin parmağı olduğundan, bahseden birisine sempati bile duyabilirsiniz.

Ve olaylarda yanlış bir anlaşılma olmuş, kendisini de yanlışlıkla mahkemeye çıkarmışlar. Zaten ben aklandım diyor. Bu ülkede kim yaptığı şeyler için ceza aldı ki. Kendini aklamak istiyorsan bir suç işle ve mahkemeye çık, mahkeme kararı ile aklan. Bu kadar kolay aklanmak.

Asıl sorulması gereken şey, hükümet şaka gibi bir daveti neden yaptı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder